Batılı olma çabası ve Euromeydan Protestoları
Ukrayna ve Rusya ilişkisinin tarihsel kökleri Sovyet Dönemi ve hatta daha öncesine dayansa da asıl kırılma konusu Ukrayna halkının kendi hükümetlerinin Avrupa ile ilişkileri artırmasını talep etmesiyle başladı. 2000’li yılların başlarından bugüne kadar Ukrayna’da değişen hükümetler AB’ye giriş vaadini sürekli dile getirdi. Bu sebeple Ukrayna 4. Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in 2012 yılında AB ile yaptığı görüşmeler ve atılan somut adımlar halkın takdirini kazandı. Halk içinde coşkuyla karşılanan bu gelişmeler, Rusya tarafında aynı ilgiyi görmedi. Yanukoviç sürekli olarak AB ile yapılacak anlaşma tarihini erteliyor, sınırında AB ülkesi bulunmasını istemeyen Rusya’nın gösterdiği sopa Ukraynalı lideri tedirgin ediyordu. Anlaşma tarihinin sürekli olarak ertelenmesi Ukrayna halkı tarafından hoş karşılanmadı. Bunun sonucunda 21 Kasım 2013’te başlayıp 23 Şubat 2014’e kadar devam eden Euromeydan Protestoları başladı. Birçok polisin ve vatandaşın hayatını kaybetmesi ve ardından Yanukoviç’in Rusya’ya sığınmasıyla eylemler sona erdi. Rusya’ya sığındığı gün görevinden azledilen Yanukoviç ise Meclis’in aldığı kararı kabul etmedi. Yaşanan bu devrimi bir darbe olarak niteleyen Rusya, Kırım’ı ilhak etti. 16 Mart 2014’te Kırım’da gerçekleşen referandum sonrası Kırım parlamentosu Rusya’ya katılma talebini iletti.
Kırım’dan Donetsk ve Lugansk’a
Yanukoviç hükümetinin devrilmesi ve ardından Kırım’ın ilhak edilmesiyle birlikte Rusların çoğunlukta olduğu şehirlerde isyanlar başladı. Ukrayna’nın Donbass Bölgesi’nde yaşanan çatışmalar sonucunda isyancılar Donetsk ve Lugansk’ta yer alan hükümet binalarını ele geçirdi ve özerk devlet olduklarını ilan ettiler. Daha sonra Halk Birliği Cumhuriyeti adıyla birleşen Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri hiçbir uluslararası devlet veya aktör tarafından tanınmamıştı. 21 Şubat 2022 tarihinde ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptığı açıklamada, Rusya’nın bu bölgelerin bağımsızlığını tanıyacağını duyurdu.
Batı-Ukrayna-Rusya Açmazı
Yaşanan bu gelişmelere baktığımızda bugün gerçekleşen savaşın arka planında Ukrayna halkının Batılı bir ülke olmayı talep etmesi fakat karşı tarafta ise kendi sınırında Batılı aktörlerin güçlenmesini istemeyen bir Rusya devletinin olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Ukrayna’da halihazırda Cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren Volodomiri Zelenski de AB ile ilişkileri geliştirmede benzer vaatlerle iktidar koltuğuna oturmuş, Halkın Hizmetkarı Partisi seçmenlerini oyununun yüzde 73’ünü kazanmıştı. İktidara geldikten yaklaşık iki ay sonra Paris’te Rus liderle yaptığı görüşmede iki ülke arasında yaşanan gerilimi ele alan Zelenski “Üç yıl aradan sonra, bugün yeniden diyaloğa başlamamız gerçekten çok önemli. Ama daha çok sorunu çözüme kavuşturmak isterdim” açıklamasını yapmıştı. Tarih günümüze yaklaşıp 15 Şubat 2022’yi bulduğunda Ukraynalı yetkililer NATO’dan yardım talebinde bulundukları açıkladı. NATO tarafından yapılan açıklamaya göre, Ukrayna “sivil nüfusunu etkileyebilecek çeşitli nitelikte büyük ölçekli acil durumlara” hazırlanıyordu. AB ile ilişkilerinin yanı sıra NATO’dan yardım talebinde bulunduğunu açıklayan Ukrayna, Rusya için daha da büyük bir sorun haline geldi.
Bugünün Yaşananı
21 Şubat 2022 tarihinden sonra Rusya ordusunun Ukrayna resmi topraklarına giriş yapması uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Birçok devlet ve uluslararası aktör Rusya’nın başlattığı bu harekatı bir işgal olarak nitelerken arka arkaya kınama mesajları yayınlandı. Uluslararası kamuoyunun beklentisinin aksine Rusya, Ukrayna topraklarında daha çok ilerlemeye başladı. Havadan ve karadan başlattığı çatışmalar başkent Kiev de dahil birçok ilde yaşandı. Batılı ülkeler kınama mesajlarının ardından Rusya’nın saldırı politikası neticesinde ayrıca birçok yaptırım açıkladı. Açıklanan bu yaptırımlar sonrası Rusya ekonomisi büyük yaralar aldı. Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise ulusal ve uluslararası kamuoyunun beklentilerinin aksine mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. Savaşın bir an önce bitmesi adına diplomatik adımların atılması gerektiğini vurguluyor. Özellikle NATO ülkeleri ve AB’den destek talep eden Zelenski, ülkesinin geleceği adına geri adım atmayacağını, ülkesini savunmaya devam edeceğini belirtiyor. Önce Belarus’ta ardından Türkiye’de gerçekleşen müzakere görüşmeleri henüz sonuç vermedi. Öyle gözüküyor ki iki ülke arasında yaşanan bu savaş dünya gündeminde uzun süre daha yer edinecek.