90’LARIN BAĞIMSIZ SİNEMASINDA KADIN YÖNETMENLER

Yazar: Kübra ERBAYRAKÇI

Türk sinemasında 90’lar kriz dönemi olarak hatırlanmaktadır. Sinema salonlarının boş olduğu, insanların evlere kaçıştığı dönem olarak da bilinmekte olan 90’lar, sinemada bir süre istenilen verimi yakalayamamıştır. 1996 yılından sonra yayımlanmaya başlayan filmlerin izlenme rekoru kırmasıyla yavaş yavaş kriz dönemi sinemayı terk etmeye başlamıştır. Terk edilen krizin yerine yeni anlayışlar kazandırılmıştır. Yeni anlayışın ismi “Yeni Sinema Dönemi” olarak adlandırılmış ve bağımsız filmler bu dönemde Türk sinemasına egemen olmuştur. Bağımsız film çekimlerinde kadın yönetmenlerde varlığını gösterebilmişlerdir.

Bu yazımda, 90’ların bağımsız sinemasında büyük rol oynayan kadın yönetmenlerine ve filmlerine değinmek istiyorum. Bunun öncesinde ilk olarak bağımsız sinema nedir? Sorusunun cevabını aramak gerekmektedir. 

Bağımsız Sinema

Yönetmenin kendi bütçesinin el verdiği kadarıyla, filminin hem yapımcılığını hem de senaryosunu üstlenerek kendi filmini ortaya koymasına bağımsız sinema anlayışı denmektedir. Bağımsız sinemada kimi zaman oyuncular amatör olmaktadır. Mekan kullanımı azdır. Çok fazla bütçe gerektirmeden film çekilebilmektedir. Bağımsız sinemada genel olarak toplumsal meselelere değinilmektedir. Toplumsal meselelere değinilirken, mesajlar açık bir şekilde sunulmaktadır. Bağımsız sinema filmleri rating kaygısı taşımaz ve genelde izleyici oranları düşüktür. Her ne kadar izleyici oranları düşük olsa da, sinemanın sanatı olarak göze çarpar ve film festivallerinde büyük öneme sahip olur. 

90’lı yıllardan önce yönetmenlik üzerine yüksek okullarda eğitim gören kadınlar, yönetmen olarak kendi filmlerini çekip, kendi mesajlarını sunmayı başarabilmişlerdir. Kimi kadın yönetmenlerin filmleri sansür mekanizmasına takılı kaldığından gösterime sunulamamıştır. Kadın yönetmenler pes etmemiş, filmlerini çekmeye devam etmişlerdir, düşük bütçeyle. Bazı kadın yönetmenlerde devletin sinema için ayırdığı bütçeye sahip olabilmek için uzun uğraşlar içerisine girmiş ve devletten aldıkları bütçenin üzerine biraz daha para ekleyip filmlerini çekmeye çalışmışlardır. Kadın yönetmenlerin 90’lı yılların sinemasındaki filmlerinin mesajı erkek üzerine yoğunlaşmıştır.

90’ların Kadın Yönetmenleri

Kadın yönetmen deyince akıllara hemen Handan İpekçi gelmektedir. Handan İpekçi bağımsız sinemada önemli kadın yönetmenler arasında yerini almaktadır. 1995 yılında çekmiş olduğu “Babam Askerde” filmi birçok ödülün sahibi olmuş ve bu filmde 12 Eylül dönemini açık bir dille anlatmıştır.

Bağımsız sinemanın diğer öncü kadın yönetmeni ise Yeşim Ustaoğlu’dur. Yeşim Ustaoğlu’nun ismi; Derviş Zaim, Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu gibi bağımsız sinemacıların yanında anılmaktadır. Kadına yönelik filmleriyle ön planda olurken, toplumsal meseleleri anlatan filmleriyle başarılı kadın yönetmenler arasında ismi gösterilmeye başlanmıştır. 1994 yılında çekmiş olduğu “İz” ve 1998 yılındaki “Güneşe Yolculuk” filmiyle birçok ödülün sahibi olurken, kadın yönetmenlerin öncüsü olarak nam salmıştır. Kadın yönetmenlerin etkilendiği kadın yönetmenlerimizden de birisidir.

FİLM ANALİZLERİ

Handan İpekçi Filmi

Handan İPEKÇİ

Babam Askerde

 3 çocuğun öyküsünün anlatıldığı filmde, 3 çocuğunda farklı çevrelerde yetişmiş olduğu kameraya yansıtılmıştır. Siyasal olaylarda boy gösteren baba figürünün kızı Ekin’e yalan söylemesiyle başlar hikaye. Üç çocuğu bir araya getiren yer ise hapishanedir. Ekin’in babası askere gidiyorum yalanıyla hapishaneye girmiştir. Diğer çocuk Cengiz’in babası ise sendikacıdır ve o da 80 olaylarında hapishaneye giren babalardan birisidir. Pelin’in babası da, zengin bir iş adamıdır ancak eşinin şikayeti sonucunda o da hapishaneye giren babalar arasındadır. 3 çocuk ve 3 baba. Bir de hapishane… Sınıf farkındalığı aranmaksızın 3 babanın kaderi aynı noktada çizilmiştir. 3 çocuğun kaderi de hapishanede olan babalarıyla düğümlenmiştir. Handan İpekçi bu filminde 80 döneminin zorlu yıllarını gözler önüne sermiş ve o yılların acılarını çocuklar üzerinden göstermiştir.

Yeşim Ustaoğlu Filmleri

Yeşim USTAOĞLU

İz

Filmin senaryosunu Yeşim Ustaoğlu yazmasa da, bağımsız sinemanın önemli filmlerinden birisi olarak gösterilebilen “İz” filmi, ölümle başlar. Cezmi Kara bir babadır ve filmin başında ölmüştür. Filmin konusu ise şu şekildedir; Komiser Kemal intihar vakasıyla karşılaşır. Klarnetçinin parmağının kopuk olması intiharı pekiştirmediğinden olay cinayet mi yoksa intihar mı? Sorularının cevapları iz üzerinden araştırılmıştır. 

Güneşe Yolculuk               

Dostluğun ve cesaretin öyküsünün gösterildiği film olma özelliğine sahip olan Güneşe Yolculukta, Türkiye’nin doğu ve batı ucunun dostlukları İstanbul üzerinden sunulur. İstanbul’da kayıp babasını arayan Berzan’ın başına gelmeyen olay kalmayınca, geldiği Doğu’ya geri dönmesiyle film sonlanır.

Sonuç

90’lı yıllarda bağımsız sinemanın öncü kadın yönetmenleri olarak bilinmekte olan Handan İpekçi ve Yeşim Ustaoğlu’nun filmleri toplumsal meselelere eğilmiştir. Toplumsal mesajlar filmlerde yer yer verilmiştir. Filmlerde erkek karakterler daha çok yer kaplamış ve toplumsal mesajlar erkekler üzerinden sunulmuştur. 90’lı yılların kadın yönetmenleri kadın sorunsalını 2000’li yıllardaki filmlerinde açıkça sunmuşlardır. 90’lı yıllar erkek egemenliğinin devam ettiği dönem olarak anılmaya devam etmiştir. Sinema, kadın yönetmenlerin elinde erkek egemenliğinde ilerlemiştir.

İlginizi çekebilecekler

Bir yorum bırak

* Bu formu kullaranak, internet sitemize sağlamış olduğunuz datanın (örn. mail adresi) tarafımızca saklanmasını kabul etmiş oluyorsunuz.

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz için "ÇEREZ" kullanıyoruz. Toplanan verilerle ilgili düzenlemelere internet sitemizde yer alan Gizlilik Politikasından ulaşabilirsiniz. Kabul et. Detaylar