İnsan yaratılışından itibaren hep sosyal bir varlık olarak ele alınmıştır. Bundan dolayı sürekli çevresiyle iletişim halindedir. Bu iletişiminde sağlıklı veya sağlıksız bir şekilde ilerlemesi yine insanın elindedir. Birey tarafından sağlıksız sürdürülen bir iletişim yolu kişinin günlük hayatını idame ettirmesinde sıkıntılara yol açarken, sağlıklı bir iletişim yolu kişinin hayatını düzenler ve renklendirir. İletişimin sağlıksız olmasının sebeplerinden biri de bireylerin atılganlık düzeyleriyle ilgilidir. Bu noktada atılgan davranışını iki uçta görebiliriz; çekingen uç ve saldırgan uç. Tamam, buraya kadar harika. Peki ya da atılganlığı nasıl dengeleyeceğiz ya da bunu nasıl beceri haline dönüştüreceğiz dediğinizi duyar gibiyim? İşte tam da bu noktada bireyler kendi aralarında ayrılır; atılganlığı beceri haline getiren aktif bireyler ve çekingen uçta kalan pasif bireyler olmak üzere ikiye ayrılır aslında.
Evet, el kaldırıyorum aktif bir bireyim. Ya sen?
Diyelim ki bir kafedeyiz, oturuyoruz, siparişiniz hiç ummadığınız zamandan daha da geç gelecek ve işe geç kalacaksınız, ne yaparsınız? Ya da bir restoranda oturmuşsunuz çorba içiyorsunuz ve çorbanın içinden saç kılı çıktı diyelim. Hatta konuyu daha da gerelim. Diyelim ki iş arkadaşlarınıza önerdiğiniz, sizin de çok sevdiğiniz lüks bir mekanda hep birlikte kahve içiyorsunuz ve en yakın iş arkadaşınızın içtiği kahveden tırnak çıktı. Ne yapardınız?
Önce içinizden olabilecek senaryoları geçirirsiniz ve eğer gerçekten aktif bir bireyseniz hemen harekete geçip atılgan davranmayı seçersiniz. Nasıl mı? Aktif bir bireyseniz o çorbanın iade edilmesini, paranızın geri verilmesini ya da kafenin sahibiyle görüşmeyi ve işlerini düzgün yapmasında ricada bulunmayı istersiniz. Peki ya pasif bir bireyseniz, işte o zamanda hemen karşı tarafla kavga ederdiniz ya da sorun çıkarırdınız daha da kötüsü çekingen uçta kalarak oradan sessiz sedasız bir şekilde kalkıp gidebilirdiniz. Sizce hangisi daha doğru?
Peki ya bu atılganlık becerisi de ne oluyor, böyle durumlarda ne işe yarıyor? Atılganlık denilen şey aslında bireyin istediği zaman hayır diyebilmesi, saldırgan olmadan ricada bulunabilmesi, olumlu ve olumsuz yaşadığı duygu durumlarının ifade edebilmesi, bir davranışı bu çerçevede başlatabilmesi ve sonlandırabilmesidir. Yani atılganlık diye adlandırdığımız şey aslında altın ortadır. Bunların düzenli olarak tekrar edilmesine de atılganlık becerisi denir. Şimdi sıra sizde, aktif bir birey misiniz yoksa negatif düşünceleri olan pasif bir birey mi?
Tamam, ben atılganım. Peki ya şimdi kitleler beni mi izliyor?
İzler kitle diye adlandırdığımız bu topluluk aslında tamamen kimliksizdir. Çünkü izler kitle üyesi ve iletişimci genellikle birbirlerini kişisel olarak tanımazlar. Evet, bu kitlenin sizin atılgan olup olmadığınız hakkında da çoğu zaman bir fikri olmaz. Ancak iletişim içerisinde olduğunuz durumlarda kendinizi çekingen ya da saldırgan uçlarda gösterirseniz izler kitle tarafının dikkatini üzerinize çekebilirsiniz.
Normal vücut dilinde olduğu gibi atılganlık becerilerinin de olumlu gelişebilmesi noktasında da izler kitlenin rolü büyüktür aslında. Çünkü insanlar çevresinden gelen yorumları, görüşleri ve fiziksel etkileşimleri dinlemek, onlara kulak vermek ister. Bu yüzden atılgan bir birey olabilme yolunda izler kitle tarafından gelecek tepkiler önemlidir. Sizin hareketlerinizin, hal ve davranışlarınızın atılganlık becerilerinizin gelişimini etkilediği gibi izler kitleyi de olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Ya da tam tersi izler kitle sizin davranışlarınızı ve ruhsal durumunuzu olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Böyle zamanlarda bireyler belirlenmiş davranış kalıplarının dışına çıkmak isterler ve çekingen duruma düşebilirler. Bu yüzden atılgan olup olmadığımızı anlayabilmek önemlidir. Daha doğrusu çekingen uç ile saldırgan uç arasındaki orta noktayı bulup, dengeli davranabilmemiz, insanlar arasındaki sağlıklı iletişim becerilerinin de gelişebilmesi için çok önemlidir. Şimdi sıra sizde; siz olsanız izler kitle çevrenizde nasıl bir davranış tutumu sergilerdiniz?
Kaynakça
- Alberti, B. ve Emmons, M. (2002). Atılganlık: Kendinize Yatırım Yapın. (Çev: Katlan S.) Ankara: HYB Yayıncılık.
- Çulha, M ve Dereli A.A.( 1987),Atılganlık Eğitimi Programı. Psikoloji Dergisi.
- Lazarus, A. A. (1973), On Assertive Behavior, Behavior Therapy.