2 OCAK 2021’DEN BUGÜNE DEVAM EDEN DİRENİŞ
2 Ocak 2021’de yayınlanan bir kararname ile Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu, ilk günden itibaren protestoların ve eleştirilerin hedefi oldu. Üniversite bileşenleri, akademisyenler, öğrenciler Boğaziçi’ne yapılan dışarıdan atamayı doğru bulmadıklarını ve yapılan bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğiyle ilgili sosyal medyadan birçok paylaşımda bulundu. Bütün tavsiyelere rağmen atandığı koltuğu terk etmeyen Bulu için akademisyenler, öğrenciler ve mezunlar protesto ve eylemlerle isteklerine tekrar dile getirmeye çalıştılar. Boğaziçi Üniversitesi kampüsü ve çevresinde başlayan eylemler, atanmış rektörün pes etmemesi üzerine İstanbul’un ve Türkiye’nin çeşitli noktalarına yayıldı. İstanbul’da, özellikle Kadıköy’de, gerçekleştirilen eylemlerde birçok öğrenci gözaltına alındı ve bazıları çıkarıldıkları mahkemeler tarafından ev hapsiyle cezalandırıldı. Yaşanan bu gelişmelerin hiçbiri Bulu’yu koltuğundan kaldırmak için yeterli olmadı. Israrla sosyal medya paylaşımlarında, gazetelere yaptığı açıklamalarda Boğaziçi Üniversitesi’ni daha yüksek noktalara çıkarma hedefinden bahsediyordu. Gerçekleştirilen eylemler hiç yokmuş gibi davranıyor ve kulaklarını tıkıyordu. Ayrıca yine Melih Bulu’ya göre bu eylemler ”En fazla 6 ayda son bulacak”tı. Akademisyenlerin her gün sırtlarını dönerek yaptıkları eylemler de öğrencilerin direnişi de Melih Bulu’nun inadı da bir türlü sönmedi. Son noktayı Resmi Gazete’de yayınlanan kararname koydu. Melih Bulu’nun devri, aynen geldiği geldiği gibi, ”tek kişinin” imzasıyla bitti.
Şimdi soralım, bütün bu eylemlere, tutuklamalara, öfkeye, o üniversite içinde istenilmediğinizi her yerde haykıran binlerce kişiye rağmen; değer miydi Melih Bulu?
ERDOĞAN GERİ ADIM ATTI MI?
Yukarıda da yazdığım gibi 2 Ocak’tan 14 Temmuz’a kadar geçen yaklaşık yedi buçuk aylık sürede bütün protestolara rağmen Bulu’nun arkasında olduğunu ifade eden, protesto hakkını kullan öğrencileri ”terörist” diyerek hedef gösteren Erdoğan, ne oldu da böyle bir karara imza attı?
İşte bu sorununun cevabı şuan için açık uçlu olarak duruyor. Birçok ihtimal üzerine duran yorumculardan bazıları Erdoğan’ın yaptığı bu hamleyi, Melih Bulu’nun eylemler karşısındaki etkinliğinin yetersiz olduğunu düşünmesiyle bağdaştırıyor. Erdoğan, bu sebeple bir sonraki atamada Melih Bulu’nun yerine atayacağı rektörün daha sert mizaçlı ve protestoları kökten kesebilecek bir isim olmasından yana olabilir diye düşünüyorlar. Ayrıca bu yorumla paralel olarak Erdoğan, bu meselenin fazla uzadığını ve yüz yüze olması planlanan 2021-2022 eğitim öğretim yılı öncesi eylemlerin bastırılması gerektiği görüşünde de olabilir.
Z KUŞAĞININ TEPKİSİ BU KARARDA ETKİLİ MİYDİ?
Bu yorumlardan farklı olarak bir diğer yorum ise; Erdoğan’ın anket sonuçlarında kendisinin ve partisinin oy oralarındaki düşüşünü görmesi sebebiyle, iç politikada daha yumuşak bir siyaset izleme yoluna gitmeyi planladığı yönünde. Özellikle yapılan son araştırmalarda ve anket şirketlerinin yayınladıkları verilerde ”Z kuşağı” olarak nitelenen ve bir sonraki seçimde birçoğu ilk defa oy kullanacak olan milyonlarca gencin AKP ve Erdoğan politikasına tamamen zıt görüşte bir kamuoyu oluşturması bunu tetikleyen nedenlerden bir tanesi. İş böyle olunca Erdoğan da gençlerin sesine kulak vermeyi düşünüp böyle bir adımda bulunmuş olabilir. Ben bu olasılığa pek katılmıyorum çünkü Erdoğan siyasi kariyeri boyunca kaybedeceği kavgaya kolay kolay girmemiştir, girdiği kavgalarda ise eğer kaybedeceğini gördüyse geri adım atmaz daha da şiddetli bir şekilde oyuna dahil olur. Bunları yapamıyorsa kavgaya dahil olmaz ve sadece uzaktan izlemekle yetinir. Bunları da yapmadığı için demek ki başka bir sebep olabilir diye düşünebiliriz. Tabii ki bunlar yorum üzerindeki şahsi düşüncem sadece.
YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ Mİ GELİYOR?
Son olarak ise Erdoğan’ın Güneydoğu ziyaretinde gerçekleştirdiği mitinglerde karşımıza sıkça çıkan ”Acaba tekrar yeni bir çözüm süreci mi geliyor?” sorusu. Özellikle yaptığı son mitinglerde partililerin ”Serok Erdoğan” sloganları çok tartışıldı. Hükümete yakın gazetecilerden birkaçı köşelerinde çözüm sürecini tekrar kaleme almış, kamuoyu adeta yoklanmıştı. Hatta bu sebeple MHP ile kurulan Cumhur İttifakı dağılacak mı sorusu birden akıllara gelmişti. Bahçeli her ne kadar bu iddiaları yalanlasa da bazı çevrelerin tahminine göre Erdoğan’ın anket sonuçlarından rahatsız olması sebebiyle liberal cepheye ve HDP seçmenine yaklaşmak için bu tarz bir adım atılmış olabilir. Melih Bulu’nun görevden alınması özellikle akademide yer alan birçok seküler, liberal veya HDPli muhalif kesime bir göz kırpma mıdır, bunu ise ilerleyen günlerde göreceğiz.
İşte bütün bu siyasi denklemlerin içinde kalmaya, akıllarda ve gönüllerde kötü izler bırakmaya, bir parçada silinip atılmak için maskara olmaya değer miydi Melih Bulu?