DÜNYA’NIN SIFIR NOKTASI: KÜDÜS VE BÜYÜKELÇİLİKLER SORUNU

Yazar: İbrahim ÖZBAŞI

Kudüs, üç semavi dinin ortak merkezi ve bu merkezin kontrolü için dinler arası, devletler arası nice savaş ve mücadeleler verilmiş. Dolayısıyla kadim kent sürekli el değiştirmiş, sürekli iki taraf arasında kalmıştır. Müslümanlar açısından bu şehrin önemi; İslam’ın ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın ve Kubbet’üs Sahra’nın(Miraç olayında önemli bir yere sahiptir) bu şehirde bulunmasıdır. Hıristiyanlar açısından önemi; Kutsal Kabir Kilisesi’nin mevcudiyeti ve Hz. İsa’nın kabrinin bu kilisede bulunduğuna inanılmasıdır. Yahudiler açısından önemi ise; Süleyman Mabedinin tek kalıntısı olduğuna inanılan ağlama duvarının burada bulunmasıdır. Dinler açısından bu derecede kutsal sayılan bir şehirde elbette her din kendi hakimiyetini kurmak isteyecektir. Bu da savaşlara sebep olacaktır.

Yirmi birinci yüzyılda bile paylaşılamayan bir şehirdir Kudüs. Şu anda da iki taraf arasındadır. Bu taraflardan biri Filistin diğer taraf ise İsrail’dir. İki ülkenin de bu şehir hakkında iddiaları var. Filistin’in kutsal mabede yönelik iddiası; İsrail’in kasıtlı olarak Mescid-i Aksa’nın altında çeşitli yapısal çalışmalar yaptığı ve Müslümanların kutsalı olan mescide zarar verildiği yönündedir. İsrail ise bu iddiaları reddetmektedir. Bu gibi dinsel iddiaların yanı sıra siyasal iddialar da mevcuttur. Sadece bu iki devletin değil aynı zamanda uluslararası kamuoyunun da bu şehir hakkında iddia, karar ve görüşleri vardır.

Kudüs’ün İsrail-Filistin Arasındaki Konumu

Kudüs her iki devlette de parçası olan bir şehirdir ve Doğu – Batı olmak üzere iki parçadan meydana gelmektedir. Aslına bakılırsa hukuken ve uluslararası alanda üçüncü bir parça olan; şehrin BM kontrolünde olması gereken bir bölümü de mevcuttur. Kudüs’ün her bölgesinde her iki devletin de iddiaları mevcuttur fakat ekseriyete bakıldığında genel bir İsrail kontrolü görmek mümkündür. Bu durum Kudüs’ün daha da karmaşıklaşmasına yol açmaktadır. Haritaya biraz daha yaklaşıldığı takdirde Kudüs’ün karmaşık siyasi haritasını görmeye başlarız. 

Kudüs’ün Uluslararası Alandaki Statüsü

[Kudüs şehri ve yönetim alanları]

Bu karmaşık şehrin bulunduğu topraklar İngiltere himayesindeki Filistin mandasında yer almaktaydı. İkinci Dünya Savaşından sonra bu bölgeyi kontrol altında tutmakta zorlanan İngiltere, bu bölgeyi 2 Nisan 1947 tarihinde BM’ye iade edeceğini açıkladı. İade denmesinin sebebi ise; bu bölgeyi Milletler Cemiyetinden almış olmasından kaynaklanmaktaydı.

29 Kasım 1947’de alınan 181 sayılı taksim kararı neticesinde bölgede bulunan Yahudilere bir İsrail devleti, Araplara ise bir Filistin devleti kurulmasına karar verilmiştir ancak iki devlet arasındaki Kudüs şehri “Uluslararası Bölge” statüsü kararı ile BM koruması altına alınmıştır. O tarihten bu yana Kudüs uluslararası bir bölge niteliği taşımaktadır fakat iki devlet bu karara muhalefet etmiş veya bu kararın aksine hareketler sergilemiştir. Filistin Doğu Kudüs’ü başkenti olarak ilan etmek istemektedir fakat halihazırda başkenti Ramallah’tır.  İsrail devletinin Doğu Kudüs’ü işgal girişimleri neticesinde BM 1980’de bu konuyu görüşmek üzere toplanmıştır. 1980 yılındaki bu toplantı neticesinde 478 sayılı BM Güvenlik Konseyinin kararı yayınlanmıştır. Kararda; İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgali ve peşine İsrail’in başkentini Kudüs ilan eden kararı kınandı. Kudüs’te temsilcilik (Temsilcilikten kasıt Büyükelçiliktir) bulunduran ülkelerin temsilciliklerini kapatmaları gerektiği ve İsrail’in uluslararası alandaki başkenti olan Tel Aviv’e taşımaları istenmişlerdir. BM’nin 21 Aralık 2017 tarihinde aldığı ES-10/L.22 sayılı karar ile de Kudüs’ün uluslararası statüsü bir kez daha tescillenmiştir. Bu kararlar ile Kudüs’ün uluslararası alanda ve hukukta açık bir biçimde uluslararası bir bölge olduğu tescil edilmiştir.

Uluslararası Hukukta Büyükelçilik Taşıma Yetkisi

Uluslararası hukukta büyükelçiliğin başkente açılması açısından açık şekilde yazılı veya sözlü kural bulunmamaktadır fakat devletler arası bürokrasi ve diplomasinin hızlı işleyebilmesi için büyükelçiliklerin başkentlere açılması gibi uluslararası bir teamül işlemektedir. Büyükelçilik, temsilcilikler içerisinde en yetkin ve bağlı olduğu devletle hiyerarşik açıdan en yakın dış kurumdur. Bu açıdan ülkelerin başkentlerinden yansıyan olayların ve gelişmelerin, hiyerarşik açıdan en yüksek temsilcilik olan büyükelçilik ile iletilmesi oldukça normaldir. Bu açıdan bakıldığında uluslararası hukuk açısından herhangi bir kural bulunmamasına karşın uluslararası kabul gören teamüller bulunmaktadır.

Hukuki Açıdan Büyükelçiliği Taşıma Kararı Almak

İsrail büyükelçiliklerini Kudüs’e taşıyan ülkeler, İsrail’in başkentinin Kudüs olduğunu da açık bir şekilde ilan etmektedirler ancak bu antlaşmalar veya başkanlık kararları uluslararası hukuk açısından tek taraflı bir anlaşma niteliği taşımaktadır.

Kudüs şehrinin siyasal yapısı yukarıda harita üzerinden gösterilmişti. Bu haritadan da anlaşılacağı üzere Kudüs şehrinin yönetim alanlarına bakıldığında Filistin devletinin de bu büyükelçilik kararlarını tanıması gerekmektedir ancak Kudüs’ün iki ülke arasında paylaşılması gibi bir durum da söz konusu değildir zira BM defaatle bu şehrin herhangi bir ülkeye ait olmayıp uluslararası bir statüde olduğuna yönelik kararlar almıştır ve bu kararları ülkelerin ezici bir çoğunluğunun onayı ile almıştır.

BM’nin 1947 yılında aldığı kararı, 1980 yılındaki karar ve en son karar olarak 2017 yılındaki kararı bir kez daha bu şehrin uluslararası alanda herhangi bir ülkenin parçası olmadığını ilan etmiştir. İsrail’in Kudüs üzerindeki iddiaları ve faaliyetleri BM tarafından işgal olarak nitelendirilip, İsrail’in ivedilikle uluslararası kararları uygulamasını ve bu bölgeden çekilmesi istenmiştir. Bu açıdan bakıldığında uluslararası bir mutabakatla alınan tüm Kudüs kararları buranın her iki devletin de hak iddia edebileceği bir şehir olmadığının açık bir göstergesidir. Bu kararlara rağmen alınan büyükelçilik taşıma kararları ve yürütülen tek taraflı faaliyetlerin uluslararası hukuk açısından bir karşılığı bulunmamaktadır.

Hükmen Teslim

Kudüs konusundaki tartışma yeni meydana gelen bir tartışma değildir ve günümüzde de hala devam etmektedir. BM’nin sürekli olarak Kudüs’ün ne İsrail’in ne de Filistin’in bir parçası olmadığını ilan etmesine rağmen bu şehir üzerindeki iddialar devam etmektedir.

Dikkat çeken değişim ise BM’nin bu konuyu her ele alışında İsrail lehine oy veren ülke sayısındaki artıştır. İsrail’in yürüttüğü aktif diplomatik adımları ve Filistin Devleti’nin uluslararası arenada kendini savunamaması ve Hamas (Kanada, Avrupa Birliği, İsrail, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi başat aktörlerin terör örgütü olarak kabul ettiği; İsrail karşıtı organizasyon) bağlantıları ile suçlanması Filistin’in elini zayıflatmakta ve İsrail’in elini güçlendirmektedir. Büyükelçiliklerin BM’nin ilan ettiği uluslararası bölge olan Kudüs’e taşınmasının hukuken bir geçerliliği olmamasına rağmen bu konunun sürekli dile getirilmesi ve sürekli olarak tartışılması, İsrail’in açık bir zaferidir. Kurulduğu 1948’den bu yana Kudüs üzerinde hak iddia eden İsrail sürekli olarak taraftarlarını artırmaktadır. Bu düzenli artış devam ederse uluslararası alanda Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunun ilan edilmesi ve dünyanın bunu kabul etmesi yakındır.

  • *Pazarcı, H., (2019), Uluslararası Hukuk, Turhan Kitabevi
  • *Çelikkol, O., (2014), One Minute’ten Mavi Marmara’ya: Türkiye-İsrail Çatışması, Doğan Kitap
  • *Proclamation 9683, Federal Register, Vol. 82, No. 236, December2017
  • *Uzer, U., Filistin Araştırmaları Dergisi, Sayı:2 (Kış 2017): 134- 157
  • *Köylü, M., İsrail’in Kudüs ve Filistin’e Yerleşim Faaliyetleri ve Filistin Halkının Geleceği, İsrail ve Yahudi Çalışmaları Dergisi, No.5 (Kış 2019): 72-97
  • *Dilek, M. S., Trump Yönetiminin Kudüs Kararına Analitik Bakış, International Journal of Social Inquiry, Vol. 11 Sayı, Issue 1 2018 ss., pp. 97-137
  • *Güneş, H. H., (2018) Kudüs ABD Büyükelçiliği ve Gazze Büyük Dönüş Yürüyüşü, Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi, Cil.5, Sayı.1, s.212-216
  • *BBC News Türkçe, Kudüs Neden Önemli ve Tartışmalı Bir Şehir?, Aralık 2017
  • *Deutsche Welle Türkçe, Brezilya Kudüs’te Ticari Temsilcilik Açtı, Aralık 2019
  • *Sputnik Türkiye, 70 Yıl Sonra Yine ‘İkinci’: Guatemala’dan Kudüs Adımı, Mayıs 2018
  • *United Nations Security Council, Resolution 478 (1980) of 20 August 1980
  • “Kudüs Yasası.” Vikipedi, 18 May 2021. Wikipedia, https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kud%C3%BCs_Yasas%C4%B1&oldid=25482497.
  • *“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 478 sayılı kararı.” Vikipedi, 15 Mar. 2022. Wikipedia, https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Birle%C5%9Fmi%C5%9F_Milletler_G%C3%BCvenlik_Konseyinin_478_say%C4%B1l%C4%B1_karar%C4%B1&oldid=27311378.
  • * I NEWS UK, The 32 Countries That Support The US Embassy Moving To Jeruselam, by Serina Sandhu, May 2018
  • *Karar Gazetesi, Kudüs Meselesi, Hakan Albayrak, Aralık 2017
  • *Jewish Telegraphic Agency, Israel Says UN Resolution Will Not Affect Jerusalem’s Status As Capital, August 1980
  • *Anadolu Ajansı, Filistin: Kudüs’e Büyükelçilik Açacak veya Taşıyacak Ülkeyle İlişkilerimizi Keseceğiz, Mustafa Deveci, Eylül 2020

İlginizi çekebilecekler

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz için "ÇEREZ" kullanıyoruz. Toplanan verilerle ilgili düzenlemelere internet sitemizde yer alan Gizlilik Politikasından ulaşabilirsiniz. Kabul et. Detaylar