VİTAMİNE KARŞI PLASTİK ATIKLAR: TÜRKİYE’NİN ÇÖP İTHALATI

Yazar: Zeynep AKINCI

   İthalat ve ihracatla ülkeler ekonomik çizgilerini ve kalkınmalarını belirler. Bu yüzden dışarıdan ne aldığımız veya dışarıya ne verdiğimiz önemlidir. Fakat bazı ithaller vardı ki, toplum olarak bunun sebebini anlamakta güçlük çekeriz. İşte bunlardan bizim için belki de en önemlisi ve gündemi en meşgul eden ülkemizin çöp ithali. Bugünkü konumuz olan Türkiye’nin İngiltere’den çöp ithal etmesi aslında bizlere sitemizin de bir nevi mottosu olan ‘neden?’ sorusunu sorduruyor. Cevabını tam manasıyla verebilir miyiz bilmiyorum ama sorular yanıtlardan daha önemlidir.

İNGİLTERE’NİN ÇÖPÜ TÜRKİYE’NİN TOPRAĞINDA

   Türkiye’nin günbegün artan oranlarla aldığı çöplerden hemen önceye dönelim. Son yıllarda İngiltere ürettiği plastik çöplerin büyük bölümünü Çin’e gönderiyordu. Elde edilen rakamlara göre İngiltere’den Çin’e giden plastik ambalaj ve benzeri çöplerin miktarı yarım milyon tona kadar ulaşıyordu. Fakat yakın tarihte Çin, ülke dışından çöp alınmasını yasaklayan bir yasa çıkardı. İngiltere’deki geri dönüşüm şirketleri o dönemde Çin’in bu adımının bir milat olacağını, İngiltere’de atık dağları oluşacağını söylemişlerdi. Fakat elbette ki böyle bir dağın oluşması bile söz konusu olmadı çünkü İngiltere çöpüne talip yeni pazarlar bulabildi. Bunlar Malezya ve Türkiye idi. Çin’in denklemden çıkmasıyla İngiltere’nin plastik çöplerini almaya başlayan başlıca ülkeler ise Malezya ile Türkiye oldular. Çin’in çöp ithalini durdurmasıyla tablo şu şekilde değişti:

Türkiye bu tabloda yerini sağlamlaştırmak istercesine ithalatını arttırmaya devam etti. Böylelikle İngiltere’den bir önceki yıla göre %33 daha fazla plastik çöp alarak toplam miktarı 80 bin tona çıkardı. 2020 yılında da Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülke oldu. Öyle veya böyle bu çöpler ülkeye girdi fakat şu an neredeler ve amacına uygun bir şekilde dönüştürülebiliyor mu? Sonuç ise gerçekten içler acısı. Greenpeace ekibi, Kasım 2020’de Adana’da çektiği görüntülerle ithal edilen plastiklerin belli bir kısmının doğaya atıldığını ya da yakıldığını gösterdi. Nisan 2021’de Adana’da yeniden yapılan araştırmalarla durumun değişmediği ortaya çıktı. Bu görüntüler Avrupa’dan gelen plastik çöplerin doğaya atıldığını ya da yakıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.

SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ

 Elbette bunlar yasa dışı bir şekilde doğaya salınıyordu. Fakat hiçbir yetkili bunun farkına varmadı mı diye sormadan da geçemeyeceğim. Bu alanlardan toplanan toprak, kül, su ve tortu gibi maddelerin örnekleri hem Greenpeace Araştırma Laboratuvarlarında hem de bağımsız bir laboratuvarda incelendi. Çıkan sonuçlar ise insanın canını bir hayli sıkıyor. Elimizde olmadan, herhangi bir müdahalede bulunamadan bazılarının doğaya sorumsuzca ve fütursuzca yaptığı eziyetin neticeleri bütün bir kamuyu etkiliyor. O can sıkan raporlar ise şu şekilde: Bu alanda tespit edilen ‘dioksin furan’ miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400.000 katı olduğunu ortaya koyuyor araştırma sonuçları. Bu rakam ise şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey olarak kayıtlara geçiyor. Dioksin-furanların bilinen en önemli özelliği ise kanserojen taşıdığını öğreniyoruz. Bu kimyasal, anne karnındaki bebekler için toksik olabilir, tümörleri tetikleyebilir, hormon ve bağışıklık sistemlerini etkileyebilir diyor bilim insanları. Sahi, iyi mi böyle?

ÖNGÖRÜLEMEZLİKLER ÜLKESİ

Yaşananların bütün bir kamuyu etkiliyor sözü boşuna değil çünkü üzerinde araştırılan bu alanlar Adana’nın verimli tarım, hayvancılık ve sulama arazileri içinde yer alıyor. Her sene hızlıca ve öngörülemez şekilde alınan plastik atıkların yasa dışı yakılmasıyla ortaya çıkan ağır metal, dioksin-furan ve organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışarak insan sağlığını kanser gerçeğiyle düpedüz tehdit ediyor. Türkiye’nin adeta bir öngörülemezlikler ülkesi haline geliyor olması hiçbirimizi mutlu etmez. Deprem olur; olana kadar ne devletin ne müteahhitin ne de evde yaşayanın tedbirini görürüz. Yüzlerce ÇED Raporu onay alır; sonrasında bütün tabiata zarar veren -geçen zamanlarda kaleme aldığımız- Şebinkarahisar maden patlamasıyla karşılaşırız. Bu örneklere de son olarak çöp ithalinin hazin sonunu ekleyebiliriz.

AVRUPA’YA VİTAMİN AVRUPA’DAN ZEHİR

Sadece İngiltere ile kalmayıp Avrupa’nın birçok ülkesinden ithalatına devam eden Türkiye amacına uygun bir geri dönüşüm sistemiyle ve acilen alınacak tedbirlerle yoluna devam etmelidir. Aksi halde ne kendi atıklarımızla ne de ithal atıklarla başa çıkamayacak hale geliriz. Durumun en güzel özetini ise Adanalı bir narenciye yetiştiricisi İzzeddin Akman söylüyor: “Ben Avrupa’ya vitamin gönderiyorum, onlar bize zehir gönderiyor.” 

bkz. Avrupa’dan Adana’ya gönderilen atıklarla alakalı Greenpace ekibinin ortaya koyduğu mini videolar:

Bir gazetecinin tükettiği atıkların yolculuğunu merak etmesi sonucu ortaya koyduğu araştırma:

KAYNAKÇA

İlginizi çekebilecekler

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz için "ÇEREZ" kullanıyoruz. Toplanan verilerle ilgili düzenlemelere internet sitemizde yer alan Gizlilik Politikasından ulaşabilirsiniz. Kabul et. Detaylar