Bugün, yüzyıllardır birçok coğrafyada farklı şekillerde kutlanan, kimi yörede kurbanların kesildiği, kimisinde yoğurtların mayalandığı, kimisinde ise ateşlerin yakılıp gül ağacının altına dileklerin gömüldüğü kadim bir gelenekten bahsedeceğiz: Hıdırellez. Neredeyse çocukluğumdan beri her sene bizzat içinde bulunduğum Hıdırellez şenlikleri, bir taraftan çok eskilere dayanan tarihiyle, öte yandan dini rivayetlere dayanan hikayesiyle hem Anadolu’da hem de Balkanlar’da önemli bir yer tutuyor. O zaman şimdi bolluğun, bereketin, şifanın müjdecisi olan bu kıymetli geceyi gelin beraber inceleyelim.
Hıdırellez genel anlamda, tabiatın canlanmasını, toprağın bereketlenmesini, dertlerden kurtulup şifa bulmayı ve bolluğa ulaşmayı simgeleyen bir gece olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, yani bu gece kutlanmaktadır. Bu önemli geleneğin hangi tarihlere dayandığı ile alakalı çeşitli fikirler vardır. Kimi görüşler bu geleneğin İslamiyet öncesi Orta Asya toplumlarından beri süregeldiğini, kimi görüşler ise İslamiyet ile beraber Anadolu kültürüne dahil olduğunu ileri sürmektedir. Fakat zaten Hıdırellez’i ve beraberinde getirdiği inanç ve ritüelleri tek bir kültüre mal etmek manasızdır. Zira ilk uygarlıklardan itibaren, bilhassa Anadolu, Mezopotamya ve Balkanlar’da, yazı karşılamak ve tabiatın canlandığı vakti kutlamak maksadıyla çeşitli şenliklerin, kutlamaların yapıldığı bilinmektedir.
RİVAYET ODUR Kİ…
Kimi inanışlara göre bu özel gün Hızır ve İlyas aleyhisselamın yeryüzünde buluştukları gün olarak kabul edilmektedir. Rivayete göre Hızır ve İlyas ab-ı hayatı bulmak üzere yola çıkarlar. Zulumat (karanlıklar) ülkesine ulaştıklarında bir çeşmenin başında durup yemek yemeye karar verirler. Yanlarında getirdikleri kurutulmuş balığı yemek üzere çıkaracakken çeşmeden akan su balığa sıçrar. Balık bir anda canlanıp suyun içine atlar. Böylece Hızır ve İlyas aleyhisselam ölümsüzlük suyunu bulduklarını anlarlar. Bu suyu içmeleriyle beraber kıyamete kadar yaşayacaklardır ancak yaşadıkları sürece insanlara yardım edeceklerdir. Böylece Hızır karada, İlyas ise denizde insanların yardımcısı olur. Böylelikle Hıdırellez gecesi, bu iki büyük zatın senede bir kez buluştuğu gün olarak anlatılmaktadır ve duaların, niyetlerin önem kazandığı bir vakit olarak kabul edilmektedir.
İNANIŞLAR VE ŞENLİKLER
Hıdırellez gecesinin belki de en yaygın inanışı gül ağacının altına gömülen veya yapraklarına bağlanan niyet kağıtlarıdır. Bu kağıtlara istenilen dilekler resmedilir yahut yazılır. Kimileri ise bereket getireceğine inanarak gül ağacının dibine madeni para da gömebilmektedir. Bazen de bu dilek kağıtları bir akarsuya bırakılır ve kağıdın üzerindeki resimler ya da yazılar üste gelecek şekilde suya düşerse dileklerin kabul olacağı düşünülür. Ayrıca birçok bölgede ateşler yakılarak üzerlerinden atlanır. Anadolu’nun bazı yerlerinde, duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma veya kurban kesme adetleri de varlığını sürdürmektedir. Kurban ve adaklar ‘Hızır hakkı’ için yapılmaktadır. Yine bazı Yörük köylerinde ise, Hıdırellez günü yağan çiğ damlalarından yoğurt mayalanır ve bir sene boyunca damızlık yoğurt olarak kullanılır.
Edirne’de ise ‘Kakava’ adıyla ünlenen Hıdırellez şenlikleri uzun yıllardır kutlanmaktadır. Hıdırellez ve Kakava Şenlikleri 5-6 Mayıs tarihlerinde iki ayrı mekanda kutlanır; konser, yarışma, dans gösterileri Saraçlar Caddesi’nde, diğer etkinlikler ise Kırkpınar Güreşleri’nin de düzenlendiği Sarayiçi’nde gerçekleşmektedir. Bereketin artması, güzelliklerin paylaşılması arzusunu simgeleyen Kakava Ateşi yakılarak şenliklere başlanır. Bu şenlikler yerli ve uluslararası birçok fotoğrafçı ve basın mensubu tarafından yakından takip edilmektedir.
Bu sene virüs önlemleri kapsamında kalabalık kutlamalar yapılamayacağı için Hıdırellez şenlikleri de o büyük ateşin yanması için önümüzdeki seneyi bekleyecek gibi duruyor. Eminim ki, pek çoğumuzun öncelikli dileği bellidir. Bir seneyi aşkın bir zamandır hayatımızı adeta felç eden bu hastalığın bittiği, sağlığın, şifanın ve bereketin bütün dünyaya yayıldığı bir yılı yürekten istiyoruz. Hepimizin dileklerinin kabul olduğu, muhtaç olduğumuz iyiliğin, kol gezen kötülüğü alt ettiği, maskesiz, mesafesiz, kol kola, diz dize, sevdiklerimize, okullarımıza, sokaklara, meydanlara kavuştuğumuz güzel günlerin hasretiyle…
Bkz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı Hıdırellez belgeseli:
KAYNAKÇA
- Hıdırellez’in Hikayesi Ne? Hıdırellezde Ne Yapılır? İşte Hıdırellez Günü Gelenekleri | GAZETE VATAN. http://www.gazetevatan.com/hidirellez-in-hikayesi-ne-hidirellezde-ne-yapilir-iste-hidirell-1316214-gundem/. Erişim 1 May 2021.
- “T.C. Edirne Belediye Başkanlığı.” Edirne Belediyesi, https://www.edirne.bel.tr/s/festivallerimiz-12.html. Erişim 1 May 2021.
- Editor. “Hıdrellez nedir? Hızır ve İlyas’ın hikayesi.” İndigo Dergisi, 6 May 2014, https://indigodergisi.com/2014/05/hidrellez-ruhu/.