5.000 YILLIK PANDEMİLER TARİHİ

Yazar: Ömer Faruk CANDOĞAN
9 dk

Günümüzde pandemi koşulları altında yaşamımızı sürdüren bizler için bu durum oldukça olağanüstü gibi. Peki ya pandemiler gerçekten “olağanüstü” bir durum mu? Modern insanın var oluşundan bu yana yaklaşık olarak 200.000 bin yıl geçmiş durumda. Bu süreç içerisinde yaşanan -bilinen- en kötü salgınları bir düşünelim. Kara Veba, İspanyol gribi, COVID-19… Bunlar hep aklımıza gelenler değil mi? Oysa bunlardan çok daha fazlası mevcut.

1-Tarih Öncesi Epidemi:  M.Ö. 3000

Bundan 5.000 yıl önce tıpkı bugünkü gibi bir pandemi, tarih öncesi bir yerleşkeyi silip yok etti. Ölülerin bedenleriyse daha sonradan yanarak kül olmuş tek odalı yapıların içerisine doldurulmuş halde bulundu. Yangının yarattığı beklentinin aksine “Hamin Mangha” olarak adlandırılan bu kazı alanı, şimdiye kadar en iyi korunmuş arkeolojik kazı alanlarından biri niteliğinde. Burada yapılan arkeolojik ve antropolojik araştırmalara göre pandemi o kadar ölümcüldü ki ölülerin düzgünce gömülmesine vakit dahi bulamayan halk, ölüleri evlere yığıyordu. Yerleşke bir daha yaşanamaz hala gelmiş olmalı ki araştırmacılar kazı alanında başka bulgulara rastlayamamış.

Hamin Mangha’nın keşfinden önce, aşağı yukarı aynı zaman dilimlerine ait bir başka kitlesel ölümse Miaozigou olarak adlandırılan kazı alanında bulundu. Bu tarih öncesi yerleşke de tıpkı Hamin Mangha gibi Çin’in kuzeydoğusunda bulunuyor. Anlaşılan o ki bu bölgeyi tümüyle harap eden pandemiymiş.

2- Atina Vebası: M.Ö. 430

Athena akropolisten Parthenon Tapınağı’nın kalıntıları. Şehir 5 yıl süren bir pandemiye tanıklık etti.

Görsel: Shutterstock

Atina ve Sparta arasındaki savaştan kısa bir süre sonra yaşanan bu epidemi tam olarak 5 yıl sürmüş ve Atina halkını harap etmiş. Öyle ki yapılan tahminlere göre ölüm sayısı 100.000 kişi. Yunan tarihçi Tukidides, Atina salgınından (460-400 M.Ö.) şöyle bahsediyor:

“Bir anda sağlığı yerinde olan tüm insanlar başlarında şiddetli ateşlere kapıldılar. Gözlerinde iltihap ve kızarıklık vardı. Boğaz ve dil gibi iç kısımları kanıyor, nefesleri etrafa anormal ve iğrenç kokular yayıyordu.” (Crawley, Richard. “The History of the Peloponnesian War” London Dent, 1914.)

Bu salgının tam olarak ne olduğu bilim insanları arasında tartışma konusu. Öne sürülen bazı teoriler tifo ve ebola olsa da birçok hastalık öne sürülmüş fakat nedeni belirlenememiştir. Birçok bilim insanı ise salgını şiddetlendiren şeyin savaştan kaynaklı aşırı kalabalık olduğuna inanıyor. Bir bakıma haklılar. Çünkü savaşın M.Ö. 404 yılına kadar sürdüğü düşünülürse 26 yıllık bir süreç söz konusu. Savaşın sonunu merak edenler için söyleyeyim, Atina teslim oluyor.

3- ANTONİNUS VEBASI:  M.S. 165-180

Roma askerlerinin zafer sonrası tasfiri
Görsel: Shutterstock
Roma askerlerinin zafer sonrası tasfiri
Görsel: Shutterstock

Galen’in Vebası olarak da bilinen bu veba adını Roma İmparatorluğu‘nda yaşayan Yunan doktorun isminden almış. Salgının başlama sebebiyse biraz ironik. Zira seferden dönen Roma askerleri yanlarında sadece zafer getirmemiş. Onlara eşlik eden çiçek hastalığı da askerlerle beraber Roma İmparatorluğu’na gelmiş ve 5 milyon insanı öldürmüş (Pudsey, April. “Disabilitiy in Antiquity”, Routledge, 2017). Neden ironik dediğimi şimdi anlamışsınızdır umarım.

4. CYPRIAN VEBASI:  M.S. 250-271

Epidemi zamanı yakılmış bedenlerin kalıntıları
Görsel: N.Cijan/Associazione Culturale per lo Studio dell'Egitto e del Sudan ONLUS
Epidemi zamanı yakılmış bedenlerin kalıntıları

Adını Aziz Cyprian’dan (Kartaca piskoposu) alan bu veba, dünyanın sonunun geldiğine dair bir işaret olarak yorumlanmış. Bir bakıma haklılar diyebiliriz. Sadece Roma’da, günde 5 bin kişinin ölümüne yol açan bir hastalıktan bahsedildiğini düşünürsek, gayet makul bir benzetme.

Cyprian Vebası’nın keşfine gelecek olursak, 2014 yılında arkeologlar toplu mezarlar bulduklarında bedenlerin üzerinde kalın kireç katmanları olduğunu gördüler. Kireç bulunmasının sebebi ise tarihte birçok kez dezenfektan olarak kullanılmış olması. Bunun yanı sıra kireç üretimi için kullanılan birçok fırınla beraber, yakılan veba kurbanlarının kalıntılarına da rastlandı. Epidemiye neyin sebep olduğu ise tam olarak bilinemiyor fakat semptomların ne olduğuna dair bazı belgeler mevcut. Bilinen semptomlar; bağırsaklardan gelen sürekli akıntı, vücutta halsizlik ve ağızda açılan yaralardan kaynaklı enfeksiyonla beraber yüksek ateşe rastlanıldığı Aziz Cyprian’ın “De mortalitate” adlı eserinde bahsedilmiş.

5. JÜSTİNYEN VEBASI:  M.S. 541-542

İmparator Jüstinyen ve müritlerinin mozaik tablosu
Görsel: Shutterstock
İmparator Jüstinyen ve müritlerinin mozaik tablosu
Görsel: Shutterstock

Yersinia pestis isimi bakteriden kaynaklanan ve hıyarcıklı veba olarak bilinen bu veba nedeniyle Bizans İmparatorluğu düşüşünün başlangıcını yaşadı ve harap oldu. Tahminlere göre dünya nüfusunun %10’unun ölmesine neden olan bu veba türü periyodik olarak ortaya çıkmaya da devam etti.

Bu veba adını Bizans İmparatoru Jüstinyen’den alıyor. Bahsetmeden geçemeyececeğim, Jüstinyen’in hükümranlığı boyunca Bizans, Orta Doğu’dan Batı Avrupa’ya kadar uzanan sınırlar elde etti. Aynı zamanda Hagia Sophia (“Kutsal Bilgelik”) adı verilen namı diğer Ayasofya’yı inşa ettiren imparator da ta kendisi. Vebaya yakalandıktan sonra imparatorluğu büyük miktarda toprak kaybetse de Jüstinyen hastalığa yenilmedi.

6. KARA ÖLÜM: 1346-1353

Liber chronicarum'dan  (Nürnberg Kroniği)
bir illustrasyon. 1.CCLXIIII; İskeletler ölüm dansı için mezarlarından çıkıyor.
Görsel: Anton Koberger, 1493/Public domain
Liber chronicarum’dan (Nürnberg Kroniği)
bir illustrasyon. 1.CCLXIIII; İskeletler ölüm dansı için mezarlarından çıkıyor.
Görsel: Anton Koberger, 1493/Public domain

Asya’dan Avrupa’ya doğru ilerleyen “Kara Veba” ardında yıkım ve gözyaşı bırakarak yayıldı. Bazı tahminlere göre Avrupa’nın nüfusunun yarısından fazlasını yok etti. Sebebi ise Yersinia pestisin soyundan gelen bir başka bakteri. Muhtemelen şu an nesli tükenmiş vaziyette. Bulaşıcılığının fazla olmasının sebebiyse pireler ve kemirgenler. Öte yandan vebanın mağdurlarıysa toplu mezarlara gömüldüler.

Avrupa tarihinin gidişatını değiştiren bu pandemi, Kuzey Afrika ve Avrasya’da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne yol açtı. Bu durum Avrupa’da işçi sıkıntısına ve dolayısıyla kölelik sisteminin bitmesine sebep oldu. Beraberinde işçileri aranan sınıf haline getirerek daha iyi bakım ve maaş almalarını da sağladı. Araştırmalar, hayatta kalan işçilerin taze et ve ekmek gibi hayati gıdalara erişimlerinin arttığını söylüyor.

7. Salmonella (Cocoliztli) Epidemisi: 1545-1548 

Aztec Harabeleri Milli Anıtı

Bu salgına sebep olan şey kanamalı ateş olarak bilinen viral bir enfeksiyon. “Cocoliztli” kelimesinin anlamıysa Aztek dilinde haşere anlamına geliyor. Hali hazırda kuraklık yüzünden zaten zayıflamış olan popülasyon hastalık nedeniyle felaket bir sonuçla karşılaştı ve yaklaşık olarak 15 milyon Meksika ve mezoamerika yerlisi hayatını kaybetti.

Son araştırmalarda, kurbanların iskeletinden alınan DNA’nın incelenmesiyle salgın sebebinin Salmonella olarak bilinen türün alt türü olan S. Paratyphi C  olduğu edinilen bilgiler arasında. Bu bakteri tifoyu da beraberinde getiren enterik ateşe sebep oluyor. Enterik ateşse günümümüzde halen yüksek ateş, susuzluk ve mide-bağırsak problemlerine neden olan bir hastalık.

8. Amerikan Salgınları: 16. Yüzyıl

O. Graeff'in (1892) tablosu. Çiçek hastalığından bitap düşmüş Aztek şehirlerinin Hernan Cortez' ve birlikleri tarafından fethi
O. Graeff’in (1892) tablosu. Çiçek hastalığından bitap düşmüş Aztek şehirlerinin Hernan Cortez’ ve birlikleri tarafından fethi

Amerikan salgınları, Avrupalı kaşifler tarafından Amerika’ya getirilen bir hastalıklar kümesi. Bu hastalıklara çiçek hastalığı da dahil. Öte yandan  İnka ve Aztec gibi uygarlıklara en büyük darbeyi vuran ve çöküşlerine sebep olan şey de bu hastalıklar. Bazı tahminler, Batı Yarımküre’deki yerli nüfusun %90’ının bu hastalıklar nedeniyle öldüğünü söylüyor.

Aranızda “Hayır, bu medeniyetler İspanyollar tarafından yok edildi.” diyenleriniz olacaktır. Zira Aztek İmparatorluğu’nun başkenti Tenochtitlan, İspanyol kuvvetleri tarafından 1519’da işgal edilerek ele geçiriliyor. Aynı kaderi 1532 yılında İnkalar da paylaştı. Oysa bu iki uygarlığın çöküşüne en büyük darbe salgın tarafından vurulduğu için çok da yanlış bir çıkarım sayılmaz.

9. Büyük Londra Vebası: 1665-1666

Veba sonrası Büyük Londra Yangını Modellemesi 1666

Kara Veba’nın Büyük Britanya’daki son büyük salgını, Kral II. Charles liderliğindeki Londra’da patlak verdi. Nisan 1965’de başlayan salgın sıcak yaz aylarında büyük bir hızla yayılmaya devam etti. Bulaşıcılığın en büyük sebepleri arasında veba taşıyıcısı olan kemirgenlerdeki pireler gösteriliyor. Salgın bittiğindeyse çoktan Londra nüfusunun %15’i yani yaklaşık 100 bin kişi ölmüştü. Ancak Londra’nın acıları son bulmamış ve 2 Eylül 1666’da Büyük Londra Yangını yaşanmıştı. Dört gün süren bu yangın şehrin büyük bir bölümünü küle çevirdi.

10. Büyük Marsilya Salgını: 1720-1723

Saint Jean Kalesi ve Cathedral de la Major’ ün (Marsilya Katedrali) Marsilya Tarihi Limanı’ndan bir karesi. (Günümüz)
Görsel: Shutterstock

Tarihi kayıtlara göre bu salgın, Grand- Saint-Antoine gemisi Marsilya limanına demir attığında başladı. Doğu Akdeniz’den mal taşımacılığı yapan bu Fransız kargo gemisinin vebayı taşıdığı aşikar. Gemi, limana demirlediği anda karantinaya alınmasına rağmen önüne geçilemedi ve bunun sebebi de tahmin edebileceğiniz üzere kemirgen pireleri.

Salgın 3 yılın sonunda muazzam bir yayılma göstererek Marsilya ve çevresinde 100.000 civarı insanın ölümüne neden oldu. Tahminlere göreyse Marsilya nüfusunun % 30’u bu salgında yaşamını yitirdi.

11. Rus Vebası: 1770-1772

II. Catherine

Moskova’da patlak veren bu salgın karantinaya alınan vatandaşları şiddete ve vandallığa sürükledi. İsyancılar kısmen de olsa şehri ele geçirmiş durumdaydı.  Kontrol edilemeyen isyancılar, halkı toplu ibadetlerin yapılmaması gerektiğini konusunda uyaran Başpiskopos Ambrosius’u katlettiler.

Rusya İmparatoriçesi II. Catherine (Büyük Catherine olarak da bilinir), vebayı kontrol altına almak ve asayişi sağlamak için o kadar çaresizdi ki tüm fabrikaların Moskova’dan taşınmasını emreden aceleci bir kararname çıkardı. Salgın bitmek üzereyken neredeyse 100.000 insan çoktan ölmüştü. Salgın bittiğinde bile imparatoriçe düzeni sağlamakta çok zorlandı. Bütün bunların üzerine 1773 yılında III. Peter (Catherine’in idam edilen eşi) olduğunu iddia eden Yemelyan Pugachev, ayaklanma çıkartarak binlerce ölüme daha sebebiyet verdi.

12. Philadelphia Sarıhumma Salgını: 1793

George Washington'ın Kongre Merkezi açılışında resmi
Görsel: Shutterstock
George Washington’ın Kongre Merkezi açılışında resmi

Sarıhumma Philedelphia’yı sardığında ABD yetkilileri kölelerin bağışıklı olduğuna inanıyordu. Bu nedenle köle karşıtları Afrika kökenlilerin hastalara bakmaları için işe alınmalarını istediler. Hastalığın yayılmasının sebepleri arasında en büyük etken sineklerdi. Öyle ki nemli ve sıcak yaz mevsimi nedeniyle sayıları daha da artan sinekler hastalığı kolaylıkla eyalete yaymıştı. Nihayet kış geldiğinde ve sinekler öldüğünde pandemi durdu. O vakte kadar 5 binden fazla insan hayatını kaybetti.

 13. Grip Pandemisi: 1889-1890

1880-1890 pandemisinde hemşireler hastalarla ilgilenirken
Görsel: Shutterstock
1880-1890 pandemisinde hemşireler hastalarla ilgilenirken

Mondern endüstri çağında yeni taşıma yöntemlerinin icadıyla influenza virüsü ortalığı kasıp kavurdu.  Sadece birkaç ay içerisinde hastalık küresel boyutlara ulaştı ve 1 milyon insanı öldürdü. Epideminin ölümcül “peak” noktasına ulaşması ise yalnızca 5 hafta sürdü.

İlk vakalar Rusya’da görülmüştü. St.Petersburg’u hızlıca kontrolü altına alan virüs, henüz hava yolculuğu olmamasına rağmen, Avrupa ve dünyanın geri kalanına yayılmakta zorlanmadı.

14. Amerikan Çocuk Felci Salgını: 1916

1921’de çocuk felci tanısı koyulan Franklin D. Roosevelt Anıtı Washington DC

New York şehrinde başlayan çocuk felci salgınında, ABD’ de 27.000 vakaya rastlandı ve 6.000’i hayatını kaybetti. Bu hastalık çocukları etkiliyordu. Hayatta kalanlarsa genelde kalıcı hasarla yaşamlarına devam ediyordu.

 1954’te salk aşısı geliştirilinceye kadar çocuk felci salgını ABD’de periyodik olarak ortaya çıkmaya devam etti. Aşı ülke çapında ulaşılabilir olduğundaysa vakalar durdu. ABD’deki son çocuk felci vakasıysa 1979 yılında rapor edilmişti. Bu yüzden aşılara olan güveni kaybetmenin eşiğinde olan bireylere bu durumları hatırlatmakta fayda var. Aşı karşıtlığının getirdiği teorileri nasıl çürüttüğümüzü görmek isterseniz, ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI: AŞI KARŞITLIĞI adlı makalemize göz atabilirsiniz.

15. İspanyol Gribi: 1918-1920 

Influenza pandemisi sırasında acil servis, Camp Funston, Kansas
Görsel: Otis Tarihi Arşivleri/Milli Sağlık ve Tıp Müzesi
Influenza pandemisi sırasında acil servis, Camp Funston, Kansas
Görsel: Otis Tarihi Arşivleri/Milli Sağlık ve Tıp Müzesi

Eminim siz de bu salgına aşinasınızdır. Zira kendisi en meşhur salgınlardan bir tanesi. Takdir edersiniz ki namını boş yere kazanmadı. Güney denizlerinden kuzey kutbuna kadar her yerde kendine kurban bulmayı başardı. Dünya çapında yaklaşık olarak 500 milyon vakaya rastlanırken bunlardan 5’de 1’i hayatını kaybetti. Bazı topluluklarsa yok olma tehlikesinin eşiğinden geçti. I. Dünya Savaşı’nın getirmiş olduğu zayıf düşen askerler ve besin yetersizliği çeken halklar gibi zor koşullar gribin yayılmasını ve ölümcüllüğünü adeta körükledi.

İspanyol Gribi olarak adlandırılmış olsa da bu salgın İspanya’da başlamadı. Savaş süresince tarafsız kalan İspanya, medyada sansür uygulamaya gerek duymuyordu. Diğer ülkelerin yaptığı gibi gündemin ana maddesi olarak savaş protestolarına ayrılmış sayfalar da yoktu. Bu nedenle hastalığın haberleri erkenden yayılmıştı. Sonuç olaraksa insanlar hastalığın sadece İspanya’da olduğuna inandılar ve İspanyol Gribi ismi salgına yapışıp kaldı.

16. Asya Gribi: 1957-1958

Tavuklara kuş gribi testi yapılırken
Görsel: Shutterstock
Tavuklara kuş gribi testi yapılırken

Asya Gribi de bir diğer global influenza salgınlarından. Kökeni Çin’e dayanan bu salgın 1 milyondan fazla can aldı. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin raporlarına göre salgın 1957 yılının Nisan Ayında Hong Kong ve yılın geri kalanında Singapur ile ABD’nin kıyı şehirlerinde bildirildi. Toplam ölüm sayısıysa dünya çapında 1.1 milyondan fazla.

17. AIDS Pandemisi: 1981-Günümüz

AIDS için araştırma talebinde bulunan göstericiler
Görsel: New York Tarih Derneği
AIDS için araştırma talebinde bulunan göstericiler
Görsel: New York Tarih Derneği

AIDS hastalığı tanı ilk koyulduğu andan bu yana 35 milyon yaşamın sonlanmasına sebep oldu. HIV olarak adlandırılan bir virüsün, 1920 yılında Batı Afrika’da şempanzelerden insanlara aktarıldığı düşünülüyor. Afrika’dan dünyaya yayılan AIDS 19. yüzyılın sonlarına doğru bir pandemi halini almıştı. Şimdiyse Afrika’nın yaklaşık %64’ü (tahminlere göre 40 milyon kişi) şu an AIDS hastası.

Onlarca yıldır bu hastalığın tedavis olmadığı biliniyor ancak 1990’larda geliştirilen bir ilaç, şu an AIDS hastalarına normal bir yaşam deneyimi ve süresi kazandırıyor. Daha da ilginç olanı ise 2020 yılında iki bireyin HIV tedavisi  görerek iyileşmiş olması.

18. H1N1 Domuz Gribi Pandemisi: 2009-2010

Acil servis dışına kurulan bir triyaj çadırı
Görsel:Justin Sullivan/Getty Images
Acil servis dışına kurulan bir triyaj çadırı
Görsel:Justin Sullivan/Getty Images

2009 yılının bahar ayında görülen domuz gribi pandemisi, H1N1 virüsünün Meksika kökenli bir varyantı nedeniyle başladı. Pandemi sadece 1 yıl içerisinde 1.1 milyar kişiyi etkiledi ve 151.700 ila 575.400 insanın ölümüne yol açtı.

Başlıca etkilenenler çocuklar ve gençlerdi ve ölümlerin %80’i de 65 yaşın altındaydı. Aslında bu durum diğer grip virüsleri baz alındığında (mevsimsel dahil) enteresan bir durum. Çünkü istatistiklere göre grip vakalarında ölüm oranı 65 yaş üzerinde daha fazla.

19. Batı Afrika Ebola Epidemisi: 2014-2016 

Batı Afrika ebola tedavi ünitesine girmek için hazırlanan sağlık çalışanları
Görsel: CDC/Sally Ezra/Athalia Christie
Batı Afrika ebola tedavi ünitesine girmek için hazırlanan sağlık çalışanları

2014 ve 2016 yılları arasında Batı Afrika’da görülen bu salgında 28.600 vaka raporlandı ve 11,325’i ölümle sonuçlandı. İlk vaka 2013’ün Aralık ayında Gine’de gözlense de büyük bir hızla Liberya ve Sierra Leone kentlerine yayılmayı başardı. Keza vaka ve ölüm yoğunluğu da en çok bu kentlerde görülüyor.

20. Zika Virus Epidemisi: 2015-Günümüz

Bir işçi Zika virüsü taşıyıcısı sivrisinekleri ilaçlarken 
Görsel: Shutterstock
Bir işçi Zika virüsü taşıyıcısı sivrisinekleri ilaçlarken
Görsel: Shutterstock

Günümüzde hala sorun teşkil eden bu salgının Güney Amerika ve Orta Amerika’ya olan etkisini birkaç yıl daha anlayamayacağız. Ancak virüsü kontrol altına almak için bilim insanları zamana ve sineklere karşı savaşını sürdürüyor. Zira bu virüsün taşıyıcısı Aedes genus türünde bir sivrisinek. Bunun yanı sıra aktarım yollarından bir diğeriyse insanlar arası cinsel münasebetler.

KAYNAKÇA

  • Mart 2020, Kimberly Hickok-Reference Editor 13. “What Is a Pandemic?” Livescience.Com. Erişim 13 Mart 2021.
  • Contributor, Owen Jarus-Live Science, ve All About History 20 Mart 2020. “20 of the Worst Epidemics and Pandemics in History”. Livescience.Com. Erişim 13 Mart 2021.

İlginizi çekebilecekler

Bir yorum bırak

* Bu formu kullaranak, internet sitemize sağlamış olduğunuz datanın (örn. mail adresi) tarafımızca saklanmasını kabul etmiş oluyorsunuz.

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz için "ÇEREZ" kullanıyoruz. Toplanan verilerle ilgili düzenlemelere internet sitemizde yer alan Gizlilik Politikasından ulaşabilirsiniz. Kabul et. Detaylar