Doğduğun Ev Kaderindir (25 Aralık 2019-12 Mayıs 2021)
Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun “Camdaki Kız” romanından uyarlanan doğduğun ev kaderindir dizisinin konusu ilginç olduğundan dolayı ilk yayınlandığı tarihte dikkatleri hemen üzerinde topladı. Zeynep karakterinin iki hayatı, iki yolu olduğu kadar iki annesi ve iki babası vardı. Birisi öz anne ve babası olurken, diğer anne ve babası evlatlık verildiği kişilerdi. Evlatlık verilmesiyle yetiştiği ortam değişiklik göstermiş, doğduğu yerden uzaklaşmış birey olarak yetiştirilmeye çalışılsa da, Zeynep karakteri doğduğu evi kafasında belirginleştirdiğinden zihinsel olarak hiçbir zaman doğduğu yerden ayrılmamıştır.
Evlatlık verildiği anne ve babası sayesinde iyi bir eğitim görmüş ve gördüğü iyi bir eğitim sayesinde avukat olmayı başarmıştır. Zeynep karakterinin öz annesi kızını evlatlık vermesine rağmen zengin bir ortamda yetiştiğinden ve hep suçlayıcı gözlerle süzdüğü için kızının gelecekteki seçimlerinde etkin karakter olmuş. Zeynep’in Mehdi ile evlenmesinde önemli rol oynamıştır. Zeynep, öz annesinin suçlayıcı bakışlarından kendini sorumlu tuttuğundan onun isteklerini yerine getirmiş ve sonunda mutsuz olmuştur. Kitaptaki hikaye bu olurken, diziye baktığımız zaman kitaptan uyarlanan anlatımda değişiklik yapılmış, senaryo kitaptan farklı olarak kurgulanma yoluna girmiştir. Kitapta verilmek istenen mesaj net ve açık olurken, dizide verilmek istenen mesaj ise kapalı olmuştur.
“Doğduğun Ev Kaderindir” dizisinde izleyici, diziyi kamera ve karakter üzerinden değerlendirdiğinden farklı yorumlama yapmıştır. Mehdi, diziye ikinci erkek karakter dahil olana kadar ideal olmayan erkek sıfatlaması içerisine konulurken, Zeynep’in kararları seyirci için önem taşımış, dizide aktarılmak istenen mesaj Zeynep karakteri üzerinden alınmıştır. Zeynep, kadındır ve bu dizide kadına hitap eden diziler arasında yerini alırken, erkek karakterler; ideal erkek ve ideal olmayan erkek olarak ayrılmıştır.
Kırmızı Oda (4 Eylül 2020-Sezon Finali)
Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun “Madalyonun İçi” kitabından uyarlanan bu dizi, psikiyatrist Manolya hanıma, ruhsal sorunlarından dolayı gelen hastaların hikayelerinin anlatıldığı bir dizi olma özelliğine sahiptir. Bu dizinin formatı farklı olduğundan dolayı diğer dizi türlerinden ayrılmaktadır. Çoğunluklu hikayeler dram yüklüdür ve bu durum izleyicileri olumsuz anlamda etkilemektedir. Dizideki mesajlar bizzat kitaptan uyarlandığından açık ve nettir.
“Kırmızı Oda” dizisinde izleyici, ruhsal dünyasını dizide verilen mesajlar sayesinde daha açık şekilde anlayabildiğinden gündelik problemlerinde, yaşadığı olumsuz travmalarda neler yapması gerektiğine dair dizi aracılığıyla net bilgi alabilmektedir. Kırmızı oda dizisi her ne kadar dram yüklü olsa da, izleyiciyi bilgilendirmeye yönelik bir dizi olduğu söylenebilir.
Masumlar Apartmanı (15 Eylül-Sezon Finali)
“Madalyonun İçi” kitabından, adının çöp apartman olduğu hikayeden uyarlanan masumlar apartmanı dizisi, kitaptan tamamıyla bağımsız senaryosuyla ilerlemektedir. Psikolojik mesajlar senaryo aracılığıyla verilmeye çalışılsa da, dizi sektöründeki reyting kaygısı masumlar apartmanı dizisini tamamıyla esir altına almıştır.
Masumlar Apartmanı dizisindeki bütün karakterlerin belirli psikolojik sorunları vardır. Sorunlar nasıl açıklığa kavuşacağının mesajı sevgi üzerinden aktarılırken; İnci-Han, Safiye-Naci, Gülben-Esat, Neriman-Ege ilişkileri daha ön plana konularak, asıl verilmesi gereken mesajdan uzaklaşılmaktadır. Bu dizi; güldürü tadında, karakterlerin travmalarının açık bir şekilde sunulmasıyla sevilmiş olsa da, ağır dram sahnelerinde seyirci, dramatik sahnelere dayanamadığından diziyi izlemeyi bırakıp başka kanala geçiş yapabilmektedir. Psikoloji de mühim olan şey, sevgidir.
Masumlar apartmanındaki karakterler sevgisizliğe mahrum kaldıklarından dolayı farklı farklı ruhsal hastalıklara yakalanmışlardır. Bu ruhsal hastalıkları da, gündelik yaşantılarını olumsuz anlamda etkilemiştir. Masumlar Apartmanı karakterleri de sevgiyi, sevdikleri adamlarda ya da sevdikleri kadınlarda arama yolu içerisine girmişlerdir. Dizideki psikolojik mesajlar açıktır ve bilgilendirme amacı taşımaktadır. Ancak dizide aktarılmak istenen mesajdan uzaklaşılmaya çalışıldığı sahnelerde yer almaktadır.
Camdaki Kız (8 Nisan 2021-Sezon Finali)
Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun “Camdaki Kız” romanından uyarlanan dizi, sezon finaline girmeden 8 bölüm olarak yayınlandı. Kitaptaki karakterlere nazaran dizideki karakterler daha ön plana çıkarken, senaryo gereği kitapta anlatılan bazı kısımlar değiştirilmiş şekilde seyirciye servis edildi. Dizide ve kitapta ana karakter; Nalan. Nalan’ın hayat hikayesi oldukça hüzünlü ve dramlı.
Nalan; anne ve baba olarak tanıdığı kişilerin anneannesi ve dedesi olduğunu bilmeden evlenene kadar sevgisiz bir şekilde büyütülmüş prenses gibi kızdır. Anneannesi tarafından sevgisiz büyütüldüğünden ve dışarıda kendi yaşıtlarıyla oynanması yasaklandığından Nalan’da camdan bakarak gününü geçiriyordu. Camdan baktığında geceleri evine sarhoş gelen, onunla konuşan adama benzer kişiye aşık olarak hayatını karartmıştır. Nalan’ın ilk evliliği çok zengin bir aile’nin oğlu olurken, evli olduğu eşinin tam tersi karaktere sahip, karizmatik olmayan, kırmızı montlu Hayri’ye aşık olduğundan eşinden boşanıp 7 yıl evli bir adamla aşk yaşamıştır. Hayri’nin Nalan’a aşık olduğu gibi Nalan’da Hayri’ye aşık olmuştur, Hayri’nin evli ve çocuklu olduğunu bilmesine rağmen.
Nalan, Hayri’den kopamamış ve bu sevda ona zarar verdiğinden Hayri vesilesiyle Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun kapısını çalmıştır. Kitaptaki hikaye’nin tersine, dizi de Nalan’ın anneannesine yoğunlaşılmış ve torununa işkence eden anneanne profili çizilmiştir. Dizilerde doğru bilgi mesaj aktarımı yapılırken, şiddet daha ön plana konularak seyircinin algılarında ters mesaj aktarımında bulunulmaktadır. Nalan’ın annesi, 13 yaşında yakın akrabası tarafından tecavüz edilerek hamile kalmış ve kızını doğururken de vefat etmiştir. Nalan’ın kaderi bu kadere düğümlenmiş ve Nalan, annesinin kötü kaderinin bedeli olarak anneannesinden psikolojik şiddet’e maruz kaldığı kadar fiziksel şiddet’e de maruz kalmıştır. Camdaki kız dizisindeki bakirelik kontrol sahnesi, işkence sahneleri, psikolojik şiddet sahneleri büyük eleştiri almıştır sosyal medyada. Bu durumda izleyicinin olumsuz anlamda etkilendiğinin göstergesidir. Dizilerde aktarılmak istenilen olumlu mesajlar kimi zamanda izleyiciyi olumsuz etkilemektedir.
Sonuç
Diziler, filmler, kitaplar kişiyi bilgilendirir. Kişiyi bilgilendirirken de kişinin algılarıyla oynama yaparak düşünceleri değiştirebilme gücüne sahiptirler. Türk dizi sektöründe birçok dizi, izleyicilerin algılarıyla oynama yapmakta, şiddet sahneleriyle şiddete teşvikte bulunmaktadır. 2019-2021 yılları arasında Ünlü Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun, kitaplarıyla dizi sektörüne adım atmasıyla, dizi sektörü yeni psikolojik dizilerle yeni mesaj aktarma yoluna girdi. Bu mesajlar psikolojik olduğundan izleyicilerin ruhsal durumunu da etkiledi. Doğduğun Ev Kaderindir, Masumlar Apartmanı ve Camdaki Kız gibi dizilerin dram yüklü sahneleri seyirciyi olumsuz anlamda etkilerken, Kırmızı Oda dizisinin psikolojik dram türü olarak seyirciyi ağlatırken bilgilendirdiği görülmüştür. Kırmızı Oda dizisindeki psikiyatrist Manolya karakterinin olması izleyicileri doğru bilgilendirme yoluna sevk etmiştir. Psikolojik dizilerde, psikolojik bilgilendirmeler, psikiyatrist göstergesinde olan karakterler tarafından sunulmalıdır. İzleyici, dizideki psikiyatrist karakterini gerçekmiş gibi algıladığından doğru olan bilgilendirme mesajını doğru olarak algılayabilmektedir. Diğer psikolojik dizilerde, psikiyatrist karakteri görülmediğinden doğru olan bilgilendirme mesajı seyirci tarafından yorumlanarak, farklı algılanabilmektedir.